Bugünkü Tarabya Oteli’nin bulunduğu yerde yükselen Tokatlıyan Oteli, Beyoğlu’ndaki ünlü Tokatlıyan Oteli’nin yazlık kısmı olarak yapılmıştır. 1900’lü yılların başlarında, mimar Alexandre Vallaury tarafından Tarabya’daki Petala Oteli’nin yerine yapıldığı tahmin edilen Tokatlıyan Oteli’nin sahipleri, Tokat’dan İstanbul’a göçen Ermeni bir aile olan Tokatlıyan’lardır. Sümer Palas Oteli’nin 1940’lardan sonra kapatılmasıyla, Tokatlıyan Oteli Tarabya’nın tek oteli olarak kalmış, II. Dünya Savaşı’ndan sonra ise el değiştirmiştir. Otel, İbrahim Gültan tarafından satın alındıktan sonra Konak Oteli adını almış, binayı yıkıp yeniden yapmak isteyen İbrahim Gültan, gerekli izni alamamıştır. Konak Otel 19 Nisan 1954 günü çıkan bir yangınla tamamen kül olmuştur. Otelin kasten sahibi tarafından yakıldığı iddiaları, uzun süre kamuoyunu meşgul etmiştir. Fakat Otelin müdürlüğünü yapmış olan Andon Sarıyan’ın söylediğine göre, otel yanmadan önce büyük bir tadilat geçirmiş, tepeden tırnağa yenilenmiştir. Bu sebeple, İbrahim Gültan’la ilgili iddialar pek gerçekçi değildir. Birkaç sene sonra, yanan otelin yerine, arazisi satın almalarla genişletilerek, Emekli Sandığı’nın Büyük Tarabya Oteli inşa edilmiştir. 1957 – 1965 yılları arasında yapılıp, 1966′ da hizmete açılan Büyük Tarabya Oteli’nin projesi Mimar Kadri Eroğan’a aittir. Bu proje dışında literatürde, mimarın yaptığı eserler arasında; Etem Pertev Eczanesi 1954, Akbank Kurtuluş Ajansı 1954, Levent Büyükdere Eczacıbaşı İlaç fabrikası 1950 (Kanyon AVM'nin yeri), ilk alışveriş merkezi olan Akmerkez'in avan projesi, Boğaziçi Yeniköy'de yalı, Beylerbeyi Hasip Paşa yalısının bitişiğindeki yalı, Sedef Adası'nın yerleşkesi (1961), Ulus-Beşiktaş'ta Hayat, Mehtap, Alara ve Erdem apartmanı uyguladığı projelerdendir. Yine Ulus'taki Tekfen Genel Müdürlük Binaları ve Tekfen Sitesi de hazırladığı projeler arasında olup Ömür Restaurant İncirli, Parisien Klüp, Orientel Klüp mekanlarının yapımı ve dekorasyonunu üstlenmiştir.[1] Tarabya Oteli, Hilton ve Divan otellerinden sonra, Türkiye’nin üçüncü 5 yıldızlı oteli olarak hizmete girmiştir. Yapı, kendi içinde başarılı bir tasarıma sahip olsa da, bulunduğu noktaya ve Boğaziçi’nin topoğrafyasına uyumsuzluğuyla, yapıldığı dönemden itibaren tartışma konusu olmuştur. İstanbul cemiyet hayatında önemli bir yer edinen Büyük Tarabya Oteli, birçok Yeşilçam filmine de ev sahipliği yapmıştır. Tarabya Oteli, 80'li yıllarda özelleştirmenin gündeme gelmesiyle özel sektöre devredilmesi planlanan Emek Otelleri'nden biriydi. Bu kararın verilmesinin ardından bekleme sürecine giren devir projesi nedeniyle, hizmet kalitesi düşen, gerekli bakımları yapılmayan ve yarı kapasiteyle çalışan oteller zarar etmeye başladı. Tarabya Oteli, 2002 yılında Millenium & Copthorne Oteller Grubu tarafından işletilmeye başlandı ve ardından tadilat için bir süreliğine kapatıldı. Ancak ödenek yetersizliği nedeniyle Emekli Sandığı'nın tadilatı bitiremedi ve oteli işletmeye açamadı. Sonuçta, Tarabya Oteli'nin satılmasına karar verildi. Bu arada 17 Ağustos depreminde hasar gören ve bazı temel bağlantılarının olmadığı saptanan otel, 2005 yılında Bolu Dağı Tüneli ve Atatürk Havalimanı’nda kullanılan ‘sürtünme esaslı sarkaç tip deprem izolatörü’ sistemiyle 3 milyon 775 bin dolara depreme karşı güçlendirildi.[2] 31 Ocak 2006'da Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından satışa çıkarılan otel, yaklaşık 143 milyon Dolar'a Bayraktarlar Holding tarafından satın alındı.